Bek > Pek : sıkı, sağlam, katı Pekiştirmek: Sağlamlaştırmak, pekitmek, katı hale, yoğun hale getirmek.Türkçe olan bu kökten türeyen kimi söcükler;Peksimet: Nişanyan'da kökeni tam verilememiş, yine oraya buraya çekmeye uğraşmış.Peksimet sözcüğü "bence"; Peksi + etmek (ekmek) sözcüklerinden geliyor. => Peksietmek: Peksi; pek gibi, sertvari, katıcıl ekmek türü. Petsi etmek oğurla; peksimet olmuş.Bizim Türkmen köyünde sert biçimde yapılan ve sütle ya da şekerli suyla yumuşatarak yenen ve öz be öz Türkmen ekmeği olan bir tür ekmeğe "Beksimet" derler, bunu ordan burdan almış olma olasılığımız Nişanyan'ın tarafsız olma olasılığıyla eşittir.
Pakt, Bant (bend) sözcükleri de Türkçe Ba- (bağlamak) kökünden gelir;Türkçe ; Ba-; < ekiyle =""> Bag (bağ)Bag'dan adlardan eylem türeten -la ekiyle => Bagla- .Bag; bağlanmış şey demektir ki ingilizce'deki "Bag" Flamanca'daki "Pak" Türkçe Bag'dan gelir, anlamları "bohça, çıkın"dır, bugün "çanta" anlamında da kullanır ingilizler, yine Frenkler Pak sözcüğüne küçültme eki olan -ette (-et) takmışlar küçük bohça anlamında "paket" sözcüğünü uydurmuşlar.Kökeni Türkçe'dir.Ban- : Ba- eyleminin dönüşlü biçimidir, Ban- ; bağlan, sarın, dolan-, sarmalan- anlamlarına gelir, ettirgen biçimi de ; Banıt- ya da Bant-'tır; tıpkı Yont-, Çent- gibi...Bant: öz be öz Türkçe'dir, ba- : bağla'nın dönüşlü etirgen biçimidir, sarmalanmak, dolanmak, anlamına gelir.Kam: Kam > Kamuğ (kamu) ; hep, bütün, tüm demektir öz Türkçe'dir.Nasıl ki Türkçe "Kan" sözcüğü Farsça'ya ve diğer dilere "Han" olarak geçmiş ise, öz Türkçe "Kam" sözcüğü de Farsça'ya ve diğer hint-avrupa (tamamen uydurma bir kuramdır, norveççe ile tacikçenin ne ilgisi var?) "Ham-Hem" diye geçmiştir.Diğer sözde hint-avrupa dillerine geçen türevleri => Farsça "Ham" , Yunanca "Homo"dur.Latince "Con-Com" da Türkçe Kam'dan başkası değildir.Türkiye Türkçesindeki "Hep-Hepsi" Azerice'de "Ham-Hamısı" biçimindedir, diğer Türk dillerinde de Kam Kamu sözcükleri kullanılır.Azerice Hamı, Türkçe Hemi > Hepi > Hepsi > Hep gibi bir evrilime uğramıştır.Hamısı > Hemisi > Hepisi > Hepsi ...
Yine Türkçe olan Kamun (toplucak, kambirge, hep beraber) sözcüğü de piç dil Latince'ye Common olarak geçmiştir, bugün diğer Türk dillerinde, Kamun (Kamın) hepberaber, hep birlikte anlamında kullanılır, Azerice'deki biçimi Hamıncak-amın'dır, örnek; "Hamın gedek" (kamun gedek, hep beraber gidelim) gibi...Latince de Osmanlıca gibi uydurma ve kırma bir imparatorluk dilidir, tüm imparatırlouk dileri gibi uyduyrma olduklarından, kırma olduklarından da yine tüm imparatorluk dilleri gibi ölmüşlerdir.Latince'de sanılansan çok daha fazla Türkçe sözcük vardır, Yunanca için de aynı durum söz konusudur.Yunanca olduğu savlanan Polic okunuşu Polis sözcüğü de Türkçe'dir.Bildiğiniz gibi eski Türkçe'de ; şehir, kent anlamına gelen sözcük Balık'tır.Bu öz Türkçe sözcük devlet nedir şehir medeniyeti nedir bilmeyen Yunanca'ya geçmiştir doğal olarak, ancak Yunanca denen ses yoksunu kıt dilde Türkçe'deki Iı olmadığı için Balık sözcüğündeki Iı mecburen İi'ye dönmüştür, ve Balık olmuştur > Bolik Bolik sözcüğü de oğur içinde, Bolik > Polik dönüşümüne uğramıştır,Yunanca ve Latince'de çok görülen bir galat-ı meşhur (genel yanlış) vardır, Yunanca ve Latince'de İnce seslilerle Cc harfi kullanılır ve K okunurdu, kalınlarka K kullanılırdı, a ve u ile de Q kullanılırdır.Buradan da anlıyoruz ki Polic sözcüğündeki C harfi S değil, Yunanca ve Latince'nin kendi öz kuralarına göre K okunmalı çünkü Polic'teki son ses İi yani ince, demek ki bu sözcük eski Yunanca'da Polis değil Polik idi, bu durum kimi Yunanca sözcülerde de görülür, Yunanlılar atalarının dilini bile bilmezler, meselâ Yunanca Kinema : Hareket kökünden gelen ve aslında Kinema olan sözcük nasıl ki Sinema olmuşsa, Polik de aynı galat-ı meşhur ile Polis olmuş, bu C'lerin S okunması olayı çok yenidir ve batılıların uydurmasıdır, ne yunanlar ne de latinler C'leri S okumamıştır, her oğur C'ler K okunur ve ince seslilerle kullanılır.Balık > Bolik > Polik > uydurmayla Polis Bu durumda uyduruk fantastik tarih ve dil uyduran batılılara önerim yine Türkçe Kam sözcüğünü de Latince'de Kom değil Som okusunlar, yazılışı Com'dur çünkü.Yine Barınmak eyleminden gelen; "Bark" ; içinde barınılan yer, mesken, kale, surlarla çevrili mekan sözcüğü diğer dillere şu biçimlerde geçmiştir;Frenkçe'ye => bourg ; kale, surla çevrili kent Cermen dillerine => burg - borgArapça'ya => burc (yedi yıldızlı meşhur konukevi Burc'el Arab: Arap Burcu-Kalesi)Aramca'ya => burgaYunanca'ya => pirgosHint-İran dillerine => PurBiçiminde girmiştir, ne hikmetse tüm bu dillerde ilgili sözcüğün kökeni yoktur, oysa Türkçe'de Bark ; içinde barınılan yer, kale, surlarla çevri yer demektir.Köktürk döneminde etrrafı çevrili hane, türbe anlamlarında da kullanıomıştır, yine içinde barınılan yer konut anlamına da gelir => ev bark sahibi olmak vb...Göteborg'daki borg, Nişabur'daki bur, Strazburg'daki burg, Burjuva'daki burj, Singapur'daki pur, ve benzerleri Türkçe Bark'tan gelmedir, değil diyen ilgili dillerde tutarlı bir köken gösterir.Latince olduğu söylenen Aqua sözcüğüde eski Türkçe Akıg > Akığ > Akı günümüze akı diye uyarlanabilecek olan "sıvı" sözcüğüdür.* Eski Türkçesi Yavuru olan Yavru sözcüğü, genç, taze demektir, yine Türkçe'deki Ya-; hayat sürmek, yaşa-mak kökenide dayanır.Yaş: Diğer Türk dillerinde genç, anlamına da gelir, taze demektir.Bir diğer anlamı Yaş-anan süreyi bildirir.Bu sözcük Türkçe'den Avestaca'ya Yavan biçiminde girmiştir, diğer dillerde de, jön, yuven, young gibi türeleri vardır,Farsça'ya geçmiş biçimi olan Civan da bu sözcüğün Türkçe olduğu savını güçlendirir, çünkü hint-iran dilleri arasında c>y dönüşümü yoktur, bu dönüşüm sadece Türk dilleri arasında vardır, bizdeki yıl altaylarda cıl olur gibi... yaşa da caşa'dır.Yavru > Cavru (javuru, cavuru) olduğuna göre demek ki Farslar Altay dolaylarındaki bir Türk dilinden, avestaca ise Oğuzca'dan almıştır.hint dilleri arasında hiçbir biçimde y>c dönüşümü olmayıp sadece bu sözcükte olması mümkün değildir.
Köktürkçe'de Üküş; çok demektir, bir diğer anlamı da yığık, yığılmış birikçiş demektir.Üküş > Ukuş Ukum > KumUkura- ; Kura- ; toplanmak, yığışmakÜkümen - Ukuman: İnsan, topraktan yaratılmış canlı. Moğolca'da Kümün ; insan demektir.Kökeni Türkçe-Ana Altayca olan bu sözcük, Moğolca'da Kümün, batı dilerinde de Human biçiminde yaşamaktadır.Latince'de Humus; toprak demektir, Türkçe "Kumuz" (kum ile aynı kökten ki kum ile toprak aynı şeydir, toprak dağılgan haline denir.)Türkçe Bö- ; şişmek, kabarmak demektir.Börtü; ısırgan böceklerin genel adı, ısırdığında kabartan, şişiren böcekler.Böcü; şişirici, kabartıcı, Anadolu Türkmen ağızlarında Böce yani böcek.Bög: önad yapma eki -g ile, Anadolu Türkmen ağızlarında Böğü- Bövü - Böv DLT'de Böğ, bir tür büyük örümcek, tarantula.Börtülek > Börtlek > Pörtlek: kabarık, şişkintili.Bömbük - Bömbek: Eski Türkçe, bir çeşit top.Moğolca'da Bömbüg, Tıvaca'da Bömbek => "Top" demektir.Franszıca olduğu söylenen "Bombe" bal gibi Türkçe'dir.Bakalım Nişanyan ne demiş; Bombe: ~ Fr bombé a.a. <> Apater > Pater > Pader > Peder = Father vb...Apa > papaApa, bildiğiniz gibi baba demektir ki bugünkü Baba da oradan gelir.Hatta anımsadığım bir yazıt "Eçüm Apam..." diye başlar; eçü; ece; saygıdeğer büyük demektir, Apam da babam.Ata deyince yalnızca erkekler anlaşılmaz, Atalarımız deyince kadın olanları da anlarız, dolayısıyla Ata; ced, ecdad demektir, kadın olanları da kapsar, sadece erkeleri belirten sözcük Apa'dır.Latince "operari" ; iş yapmak, emek vermek olarak geçer.Bu kökten türetilen sözcükler ; operasyon, opus, vb.'dir Opus (iş) sözcüğünün kökeni de Oper'dir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder