28 Ocak 2008 Pazartesi

NEDEN KEMALİSTİM?

***Öykü uzun...Küçük Nermin bir yandan Almanca dersleri verirken öte yandan da Türkçe öğrenir. Mustafa Kemal'in parasız kıldığı eğitim olanaklarından yararlanır. İstanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirir. Gazetecilik yapar... Türkçenin arkasından İngilizce ve Fransızca da öğrenmiştir.Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne asistan olur. Çağdaş Siyaset biliminin Türkiye'ye girmesinde öncülük edenler arasında yer alır.Gün olur, Türkçesinin bozuk olduğunu öne sürerek öğretim üyeliğinden atılmasını isteyenler çıkar....Ama o, tükenmez bir enerji ile ve heyecanla, gençlere birşeyler verme isteğini yitirmez. Uluslararası toplantılarda Türkiye'yi, Türk kadınını, Mustafa Kemal'i savunur, savunur...Oğlunun adını Mustafa Kemal koyar...***Prof. Nermin Abadan-Unat, Siyasal Bilgiler Fakültesi'ndeki son dersini bundan dört yıl önce verirken aralarında benim de bulunduğum bir grup eski öğrencisi de sınıftaydı. Kimisi profesör, kimisi doçent, kimisi çiçeği burnunda araştırma görevlisi... Deniz Baykal da sonradan yetişmişti.Bir "sürpriz" yapmıştık hocamıza.Duygulandı, ve son dersin sonunda, nefes bile almaya korkarak dinlediğimiz yukarıdaki yaşam hikayesini anlattı... Ve sözlerini şöyle noktaladı:"Ben yurdumu da ulusumu da kendi irademle seçtim!.. Mustafa Kemal olmasaydı, belki benn de olmazdım... Niçin Kemalist olduğumu, niçin milliyetçi olduğumu, öyle sanıyorum ki artık anlamışsınızdır!.."Ben, çok etkilendiğim bu öyküyü o zamanlar yazarken sonunu şöyle bağlamıştım: "Bu sözleri, parası olanlara Bilkent'i, parası olmayanlara Süleymancı yurtlarını gösterenlere adıyoruz..."Bakıyorum da aradan geçen zamanda, ne Nermin Hoca'nın öyküsü güncelliğini yitirmiş, ne de benim altına düştüğüm not...Tıpkı giderek daha güncel, daha gerçek, daha anlamlı olan Mustafa Kemal'in kendisi gibi!..Ahmet Taner KIŞLALI(Cumhuriyet, 15 Kasım 1992)(ATATÜRK'E SALDIRMANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ)

Hiç yorum yok: